Mors Alfabesi (Kodu) Nedir ?

Yönetici 9 Şubat 2020 Yorum yapılmamış

Mors Alfabesi (Kodu) Nedir ?

Mors alfabesi, nokta ve çizgilerin kullanıldığı elektrik sinyalleri alfabesidir. Işık ve ses kaynakları ile haberleşme yöntemidir. Mors alfabesi, kodlarla bilgi paylaşımı metodudur. Işık ve seslerle veya elektrik sinyalleriyle iletişim sağlayan “sinyal alfabesi”dir. Harfler, rakamlar ve noktalama işaretleri, nokta ve çizgi dizgeleri şeklinde ifade edilir. Telgraflar için geliştirilen bir haberleşme sistemidir. 1837 yılından itibaren yaklaşık 1 asır kullanılmıştır. Halen de kullanılabilen alfabedir. Mors Alfabesi Nedir? Mors alfabesi veya Mors kodu, genel tanımıyla; nokta ve çizgilerin kullanıldığı telgraf dizgesidir. Telgrafçılıkta kullanılan elektrik sinyalleri alfabesidir. Işık ve ses kaynakları ile haberleşme yöntemidir. Bu yöntemle haberleşmek için kısa (•) ve uzun (–) işaretlere karşılık gelen ışık ve sesler kullanılır. Mors kodu; noktalar ve çizgiler sistemi veya benzer karşıt sinyal serilerine dayanan basit bir iletişim sistemidir. Mesajların kablolarla iletildiği eski telgraf sistemlerinde yaygın olarak kullanılmıştır. 1800’lü yıllarda geliştirilen Mors kodunun yerini modern iletişim araçları almış olsa da, 1 asırdan fazla bir süre uzak mesafeler arasında en […]

Daha fazla oku

Öğretim Üyesi Nasıl Olunur, Şartlar Nelerdir ?

Yönetici 9 Şubat 2020 Yorum yapılmamış

Öğretim Üyesi Nasıl Olunur, Şartlar Nelerdir ?

Bu yazımızda öğretim üyesi nedir ve nasıl öğretim üyesi olunur, öğretim üyesi olabilmek için aranan şartlar nelerdir, öğretim üyesi ve öğretim görevlisi arasındaki farklar nelerdir, öğretim üyesi olabilmek için açılan kadrolara nerelerden bakılır ve bu kadrolara nasıl başvurulur gibi soruların cevaplarını sizinle paylaşacağız. Öğretim üyeleri üniversitelerde çalışan, yardımcı doçent, doçent ve profesörlere verilen genel isimdir. Bu durumda bu meslekleri tek tek açıklamamız gerekirse, doçentlerin doktorasını tamamlamış ve akademik açıdan çalışmaları olan öğretim üyeleridir. Doçent olarak bahsedilen öğretim üyelerinin belli başlı sınavları başarı ile geçmiş olmaları gerekmektedir. Profesör unvanını almaya hak kazanan bir doçentin ise beklendiği üzere daha fazla kriterlere sahip olması gerekmektedir. Bu öğretim üyelerinden devlet memurları gibi belirtilen saatlerde bağlı bulundukları üniversitelerde görevleri başında olmaları beklenir. Bu çalışma saatleri dışında ve bu çalışma saatlerine ek olarak öğretim üyelerinin haftada on saati aşmayacak şekilde üniversite dışında serbest olarak kendi dallarında çalışabilmeleri mümkündür. Bu durumda öğretim üyelerinin üniversitelerdeki işlerinin aksatmamaları şarttır. Bu şekilde serbest olarak üniversite dışında kendi […]

Daha fazla oku

Okutman Nedir, Nasıl Olunur ?

Yönetici 9 Şubat 2020 Yorum yapılmamış

Okutman Nedir, Nasıl Olunur ?

Üniversitelerde ortak zorunlu dersleri okutan veya uygulayan öğretim elemanları olarak tanımlayabileceğimiz okutmanlar, fakülte yönetim kurullarının teklifi ve ardından rektörün onayı üzerine görevlerinin başına geçer. Her branş için yüksek lisans ve doktora gibi lisansüstü eğitimleri gerektirmeyen bu kadroya atanmak için neler yapmak gerekir? Üniversitelerde okutman olmak isteyen kişilerin izlemesi gereken yol ve sahip olması gereken özellikler nelerdir? 2547 sayılı kanunda öğretim elemanı olarak geçen okutmalar, Türk Dili, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Yabancı Dil ve Temel Bilgisayar Teknolojileri gibi zorunlu dersleri vermekle yükümlüdür. Sözü geçen kanunun 36. Maddesinde de yer verildiği gibi okutmanların haftada 12 saat ders vermesi gerekir. İlk bakışta diğer kadrolara kıyasla iş bulmak konusunda daha kolay gözüken bu mesleğe adım atmak istiyorsanız öncelikli olarak lisans eğitiminizin başvurmak istediğiniz branşa uygun olmadığına dikkat etmelisiniz. Branşlar ve gerektirdiği eğitimleri kısaca şu şekilde sıralayabiliriz: Türk Dili Okutmanı olmak için Türk Dili ve Edebiyatı alanında Tezli Yüksek Lisans yapmak, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Okutmanı olmak için […]

Daha fazla oku

Ön Lisans, Lisans, Yüksek Lisans Nedir; Farkları Nelerdir ?

Yönetici 9 Şubat 2020 Yorum yapılmamış

Ön Lisans, Lisans, Yüksek Lisans Nedir; Farkları Nelerdir ?

Ön lisans, lisans ve yüksek lisans, yükseköğretim programlarının en önemli parçasıdır. Akademik eğitimde birbirlerini tamamlayan eğitim programlarıdır. Yükseköğretim, ortaöğretime dayalı bir eğitim türüdür. En az dört yarıyıllık ön lisans, en az 8 yarıyıllık lisans ve en az 2 yarıyıllık lisansüstü eğitimleri, Türk eğitim sisteminin yükseköğretim uygulamalarının tümünü içerir. Bu programlar, birbirini tamamlayan fakülteler veya yüksekokullarda uygulanır. Ön Lisans Nedir? Ön lisans, yükseköğretimde ortaöğretime dayalı en az iki yıllık eğitim programıdır. Bir başka ifadeyle; lisans öğretiminin ilk kademesini oluşturur ve ortaöğretimin devamı niteliğindedir. Ön lisans, farklı sektörlere ara insan gücü yetiştirme amacıyla faaliyet gösteren eğitim programıdır. Dört yarıyıllık dönemi kapsar. Meslek lisesi eğitimin ardından ön lisans programlarına sınavsız girilebilir. Ön lisans eğitiminin ardından Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile 4 yıllık lisans eğitimine geçiş yapılabilir. Ön lisans eğitimi, “Meslek Yüksek Okulları” (MYO) ve “yüksekokul” adı verilen binalarda verilir. Bu binalarda, belli bir mesleğe yönelik eğitim-öğretime ağırlık veren bölümler vardır. Bir fakülteye veya doğrudan rektörlüğe bağlı kurumladır. Ön lisans, halk […]

Daha fazla oku

ALFABE ?

Yönetici 9 Şubat 2020 Yorum yapılmamış

ALFABE  ?

Her dilin ayrı alfabesi mevcut, bu milyonlarca yeni işaret demek…Peki ben size bu alfabelerin kaynakları sınırlı desem? İnsanlar ve ses telleri ile bir ağız yapısına sahip olan canlılar iletişim amacıyla sesler çıkarırlar. Bu sesler, kendi cinsleri arasında anlaşılıyorsa bu duruma iletişim denir. İletişim, türler arasında da olabilir ama bu durum genelde seslerle olmaz. İnsanlar, sesler aracılığıyla iletişim kurarlar. Biz insanlar seslerimizi, ses tellerimiz, nefesimiz, dudaklar, dişler, dil, burun, gırtlak, ön ve art damak sayesinde çıkarırız. Dünyanın her yerindeki her insan, bu organları kullanarak ses çıkarır. Dünyanın her yerinde, bu organlardan bir tanesi hasarlı, eksik ya da kusurlu olursa iletişim sekteye uğrar. O zaman, her insan aynı organları kullanarak ses çıkarıp iletişim kuruyorsa neden binlerce dil ve alfabe var? Daha doğrusu, alfabe, ses ve dil arasında ne gibi bir fark var? Önce terimler ve tanımlar… Bir konuyu anlamak için önce o konu hakkındaki terimleri bilmek gerekir. Alfabe, ses, iletişim, yazı birbirinden farklı […]

Daha fazla oku

ÖSYM SINAV TAKVİMİ

Yönetici 8 Şubat 2020 Yorum yapılmamış

ÖSYM SINAV TAKVİMİ

Aşağıdaki bağlantıdan ÖSYM sınav takvimine ulaşabilirsiniz. https://www.osym.gov.tr/TR,8797/takvim.html * Güncel gelişmelere göre ÖSYM Sınav Takvimi yenilenerek kamuoyuna duyurulacaktır. İlgililerin zaman içinde takvim bilgilerini kontrol etmeleri ve ÖSYM’den yapılan duyuruları takip etmeleri tavsiye edilir. ** Geç başvuru gününde yapılan başvurularda sınav ücreti, aynı gün saat 23:59’a kadar artırımlı olarak; ÖSYM’nin internet sayfasında e-İŞLEMLER’de yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile yatırılacaktır. *** Elektronik Yabancı Dil Sınavları (e-YDS) ÖSYM Elektronik Sınav Merkezlerinde (e-Sınav Binalarında) yapılacaktır. Sınava başvuru tarihlerinde, ÖSYM e-Sınav Merkezlerinin kapasitesi kadar adayın başvurusu alınacaktır. Kapasite dolduğunda başvuru tarihleri tamamlanmadan başvuru sonlandırılacaktır. Kapasite dolmadığı takdirde başvuru tarihlerinin son günü saat 23.59’a kadar adayların başvuruları alınmaya devam edilecektir. **** Sınav sonuçlarının belirtilen tarihlerde açıklanması planlanmaktadır ancak, sınava ilişkin bir dava söz konusu olduğu takdirde mahkemece bir karar verildikten sonra sonuçlar açıklanabilecektir. ***** Yabancı Dil Bilgisi Seviye Belirleme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik gereğince Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS) kapsamında, Farsça, […]

Daha fazla oku

Zekamız yoksa sınırsız büyümüyor mu ?

Yönetici 2 Şubat 2020 Yorum yapılmamış

Zekamız yoksa sınırsız büyümüyor mu ?

Zekamız yoksa sınırsız büyümüyor mu ? Fizik yasaları, insan beyninin daha güçlü bir düşünme sistemine dönüşmesini önlüyor mu?… “Evrim” istese bile, insan zekâsının sınırlarını belirleyen fiziksel koşullar tartışılıyor. * Önemli bir evrimsel sıçrayışın, daha zeki beyinlere yol açacağını söyleyebilir miyiz? * Sir balarısı o minicik ve bize göre çok az sinir hücrelerine sahip beyniyle labirentimsi yerlerde gezinirken insanlar gibi yolunu kolayca bulabilmesi ve daha başka karmaşık görevleri yerine getirmesi, “zeki ve üstün insan”ın burnunu sürtebilir. * Bizlerden beş kat büyük beyinleri olan fillerde sinyallerin beynin iki ucuna -ve de ayaklarına- taşınması, 100 kat daha uzun bir zaman alır. Bu yüzden de filler attıkları her adımı tasarlarken beynin değerli kaynaklarını boş yere harcar.. * Zekâ düzeyi, beynin sıradan işlevlerinden sonra geriye kalan sinir hücrelerine göre değişebiliyor. Zekâ, en azından yüzeysel bir biçimde beynin büyüklüğüne bağlı görülüyor. * İnsanlarda beyin, bedenin en aç bölümü; beden ağırlığımızın %2’sini oluşturan bu minik aç kurt, […]

Daha fazla oku

Zihinsel Verimlilik

Yönetici 1 Haziran 2017 Yorum yapılmamış

Zihinsel Verimlilik

Prof. Dr. Firdevs GÜNEŞ – A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Zihinsel Verimlilik Günümüzde hızla gelişen bilim ve teknoloji, toplum yaşamının her alanını etkilemekte ve köklü değişimleri zorunlu kılmaktadır. Bu değişmeler karşısında birey, topluma uyum sağlamak ve kendini geliştirmek için becerilerini sürekli yenilemek zorundadır. Bu süreç bireyin sadece bugün için değil, gelecek için de kendini geliştirmesini ve çeşitli becerileri öğrenmesini gerektirmektedir. Bu becerilerin başında zihinsel beceriler gelmektedir. Zihinsel beceriler, düşünme, anlama, sorgulama, sorun çözme gibi süreçleri etkilemekte, bilginin kullanımını ve üretimini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle çoğu ülkede ilköğretimden itibaren zihinsel becerileri geliştirecek ve zihinsel verimliliği artıracak bir eğitim üzerinde durulmaktadır. Bilgi çağını yaşayan dünyamızda düşünen, anlayan, araştıran, sorgulayan, sorun çözen bireylerin yetiştirilmesi, çoğu ülkede temel amaç olmaktadır. Çünkü şartlandırılmış ve kalıplaşmış zihinler üreten eğitim sistemleri, çağdaş gelişmeler karşısında yetersiz kalmaktadır. Geleneksel anlayışla yetişen bireyler, bilim ve teknolojideki gelişmelere uyum sağlayamamakta, ülke kalkınmasına katkı getirememektedir. Bu durumu fark eden ülkeler, eğitim sistemlerini ve uygulamalarını […]

Daha fazla oku

Beyin ve Çocuk

Yönetici 1 Haziran 2017 Yorum yapılmamış

Beyin ve Çocuk

Psikiyatri Prof. Dr. Kemal Sayar Bilim ve Teknik Mart 2010 Beyin ve Çocuk Geçmişte insan beyni beden içinde yaşayan bağımsız bir yapı olarak görülüyordu. Beyin, bu görüşe göre, içinde büyük sırlar barındıran yapayalnız bir organdı. Görüntüleme tekniklerinin ilerlemesiyle birlikte beynin sırları da açığa çıkıyor ve artık beyinlerimizin nasıl da ilişkisel olduğunu görüyoruz. Beyin gayet toplumsal bir organ; hem başka beyinlerden etkileniyor, hem de onları etkileyebiliyor. Bir bebek anne babasına bu ilişkisel özelliğiyle bağlanıyor: Hissedilmek, şefkat gösterilmek, karşılıklı, tutarlı bir ilişki geliştirmek istiyor. Anne babaların duygusal açıdan tutarlı olmaları bebek için çok önemli. Benlik duygumuz bu tutarlılık sayesinde oluşuyor. Tutarlı iletişim sayesinde canlı ve neşe dolu bir benliğe kavuşuyoruz. Hayatın başlangıç yıllarından itibaren beyinlerimiz yaşantıya tepki veriyor: Beynin inşa edici tuğlaları sayabileceğimiz nöronlar arasındaki bağlantıları değiştiriyor. Bu bağlantılar da beynin yapısını oluşturuyor ve böylece yaşantıyı hatırlayabiliyoruz. Beyin yapısı beyin işlevlerini belirliyor. Sonunda, beyin işlevi de zihni belirliyor. Beyin anatomisini belirleyen şeylerden […]

Daha fazla oku

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA EĞİTİM NASIL OLMALIDIR?

Yönetici 1 Haziran 2017 Yorum yapılmamış

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA EĞİTİM NASIL OLMALIDIR?

PROF. DR. YASİN CEYLAN ODTÜ YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA EĞİTİM NASIL OLMALIDIR ? Özet Küreselleşme ile birlikte ulus devleti meşru kılan teorik değerler sorgulanmaya başlanmış, soğuk savaşın sona ermesiyle de, ideolojiler arası düşmanlıklar anlamını yitirmiştir. Yirminci asırda mevcut olan hemen bütün ulusların eğitim sistemlerinde, milliyet, din farkı, coğrafi farklılıklar karşılıklı olumsuz tavırlara sebep olmuş, ulusal kütlelerde düşman uluslar konusu, ulusların birlik ve bütünlüğü için vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Yeni nesillere, birikmiş mevcut bilgiyi aktarma ve ahlaki değerleri yerleştirme gibi temel misyonu olan eğitim ve öğretim kurumla, bunun yanında, diğer milletleri ve farklı dinlerdeki insanları sevmeme, hatta onlardan nefret etme görevini de üstlenmiştir. Bu düşmanca yaklaşımı, tarih kitaplarında ve sosyal bilimlerin bazı kollarında görmek mümkündür. Ancak, ulus kültürünün, kendisinden olmayanı dışlama ve sevmeme doğması, bütün insanlığa zarar verdiği gibi ulusun kendisine de fayda vermemiştir. Gönüllere zerk edilen nefret duygusu, bu sefer kendisine dönmüş, bir ulus içindeki farklı din ve etnisiteler arası düşmanlığa dönüşmüştür. […]

Daha fazla oku